İzmir'de geri dönüşüm bilinci için Başkan Tugay'dan örnek davranış

Çiğdem CANPOLAT GÜÇTEKİN / AGORA MEDYA- 17-19 Haziran tarihlerinde ‘Dayanıklı Sağlıklı Şehirler: Herkes İçin Sürdürülebilir Kentsel Gelecekler Yaratmak’ temasıyla Bursa’da yapılan DSÖ Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı 2025 Yıllık İş Toplantısı ve Teknik Konferansı’nın devamı olarak bugün İzmir’de ‘Dünya Sağlık Örgütü Çalıştayı’ düzenlendi.

 

İzQ İnovasyon Merkezi’nde düzenlenen çalıştaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’a katılım gösterdi.

 

BAŞKAN DEĞİLKEN DE DÜŞÜNÜYORDUM

 

Sağlıklı kentler yaratmanın öneminden bahseden Başkan Tugay, “Birkaç gün önce Bursa’da çok güzel toplantı ortamında değerli konuklarımız ile yapılan çalışmaları gözden geçirdik. 8’inci faza geçişi konuştuk. DSÖ’nin sağlıklı kentler ağı çalışmasını dünya için çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bunu Türkiye’deki başkan olduğum için değil geçen sene başkan değilken de düşünüyordum. Sağlıklı kentler ağının hangi problemlerle uğraştığını bilirseniz hepiniz aynı şeyi düşünürsünüz. Sağlıklı Kentler Ağı dünyada gittikçe daha fazla oranda insanın şehirlerde yaşaması, kentlerin daha büyük problemlere sahip olması ve bunları yönetmedeki zorlukla ilgi çalışıyor. Sadece bugünü kentlerinde değil geleceğin kentleri ile ilgili de sürdürülebilir refah içinde adil, herkesin kendi yaşamları ile ilgili şartlara adil erişebildiği ve şehirleri gelecek krizlere hazırlayan çalışmaları yapmaya amaçlıyor. Bu ağın temsilcisi olanlar çok iyi biliyor” diye konuştu.

 

NE YAZIK Kİ DÜNYA CİDDİ BİR KRİZ YAŞIYOR

 

Yaşanan kuraklığı ve susuzluğu herkesin farkında olduğunu ifade eden Başkan Tugay, “İzmir bizim şehrimiz. Çok gurur duyduğumuz çok sevdiğimiz bir şehir. Mavisi ve yeşili bol bir şehir. Biz bir Akdeniz şehriyiz. Akdeniz insanlarının hayata pozitif bakışı olduğunu düşünüyorum. Akdeniz iklimi öyle ki insanı daha romantik yapıyor, sanat yapmaya itiyor bazen de tembelleştiriyor… Bizde henüz Türkiye’de uygulama yok ama İspanya Yunanistan gibi ülkelerde öğlen saatlerde uyuyarak bu işi halledebiliyorlar. İzmir’de, Ege’de, Akdeniz, tüm Avrupa ve tüm Dünya inanılmaz güzelliklere sahip yerlere. Her şehri güzel yapan şey insanların orada oluşturduğu kültür.  Bazen çok yakınlarımızda burnumuzun dibinde olağan üstü şeyler var. İzmir’de bir kuş cenneti var. Buraya çok yakın. Dünyanın özel flamingo topluluklarından birisi orda yaşıyor. İzmirlilerin bile çoğu gidip orayı görmüş değil. Gördüğünüz zaman inanamıyorsunuz bu kadar olağanüstü bir şey ile iç içe yaşadığınızı.  Böylesine bir ekosistem içinde bazen korkular kapılsak da aslında keyif alarak yaşıyoruz. İnsan olmanın bize sağladığı bir şey var bilgi ve aletlerle yaşamımızı konforlu hale getirebiliyoruz. Sınırlarımızı bilmediğimiz için insanlar olarak bazı kişiler ve kurumlar hatta devletler hırslarına hakim olmadığı için ne yazık ki dünya ciddi bir kriz yaşıyor. Sahip olduğu ekosistemin güzelliklerini kaybetmek üzer. Bu yolda ilerliyoruz. Her geçen yıl dünya iklim şatları açsından, çevresel sorunlar açısından daha kötüye gidiyor. Herkes kuraklığın susuzluğun farkında. Herkes havanın eskiye göre daha sıcak olduğunu fakrında. İzmir dahil Akdeniz bölgesi durdurulmayan orman angınları ile mücadele ediyor. Bunlar doğal ekosistemi çok ciddi bozuyor. Önlemelerle başa çıkmaya çalışıyoruz ancak kuru havada rüzgar da olunca yangınları durdurmaya başaramıyoruz. Son zamanda iklimin doğrudan ve dolaylı olarak sağlığımızı gittikçe daha fazla bozduğunu biliyoruz.  Bizim de yaşamımız gidiyor ve gelecekte sağlıklı yaşamın sürdürülmesi imkansız hale gelecek diye sorunlara dikkatlice bakmak ve yapmamız gerekmelerle ilgili üstümüze düşen sorumluluğu alıp bunları yerine getirmeliyiz. Dünya üzerinde yaşayan herkesin sorumluluğu var. Sadece belediyeler gibi devletin kurumları gibi ya da DSÖ gibi kurumlar çalışma yapıp dünyayı kurtarsın diye düşünülemez. Her birimiz dünyadaki bozulmaya ve kirlenmeye önemli katkılar veriyoruz. İnsanlar akıllı varlıklar ve bu yanlışı daha önceden görüp yanlış yapanın önünde durmalıydılar. Bu nedenle kendim dahil herkesi eleştirilebilirim bu konuda. Yapılan yanlışlara evet demememiz lazım. Bazı inşalar ekonomik gerekçeler sunuyorlar. İşin kolayına kaçmamak gerekiyor” şeklinde konuştu.

 

BENİM GÖREV TANIMIMDA YOK ANCAK…

 

Mahalleleri gezerek çöp konusunda bilinçlendirmede bulunacağını ifade eden Başkan Tugay, “Türkiye’nin kimlik olarak yanlış bilinen eksik bilenen çok tarafı var. Bizleri görüp tanıyorsunuz. Neler yapmaya çalıştığımız anlamında biraz daha fazla fikriniz olabilir. Samimi olarak bu mücadelenin içinde olma çabası içinde olan inşalarız. Sayımız gittikçe artıyor ve daha da fazla olacak. Bizler gibi tıp kökenli arkadaşlarımız var. Bizler inanlarımızın sağlıklı yaşamasını çok önemsiyoruz. İnsanlarımızın sağlıklı olması için sağlıklı bir çevreye, iklim şartlarına ihtiyacı olduğunu, bu olmadıkça sağlıklı olmadığını fakrındayız. Bu nedenle yürekten aidiyet hissi ile çalışıyoruz. İzBB bünyesinde de göreve geldiğimden beri genç arkadaşlarımızın gönüllü katılımı ile bizim yeşil yakalı dediğimiz grup oluştu 300 civarında. Onarla birlikte ilçe belediyelerimizin de dahil olduğu ağı büyüterek yürütmeye devam edeceğiz. Bugün gün içinde insanlarımızın kapılarını çalacağım ve dönüşümün ne kadar önemli olduğunu anlatacağım. 2 ay kadar süredir evde atıkları ayrıştırarak topluyoruz ve bu çok iyi gidiyor. Bunu hepimizin bireysel olarak sahiplendiğimizi göstermek için normal bir çalışanlar gibi bende insanlara, ‘evlerinin, kapılarının önüne lütfen çöplerinizi ayrıştırarak atın, tehlikeli atıkları normal çöpe atmayın’ diye uyaracağım. Bu benim görev tanımımda yok ancak bunu yapmak istiyorum. İçimden gelen bir şey bu” dedi.

Çiğdem Canpolat